Hayvan Ekstremizmi mi? Evet, evet aynen öyle. Casey Suchan
Ekstremist? Şiddet dolu? Terörist? Kesinlikle öyle. Ama biz değil.
Bunların hepsi et, ilaç ve kürk endüstrilerinin hayvan haklarını savunanları ve eylemcileri tanımlamak için kullandığı kelimeler. Bu dili kullanmaktan vazgeçiremeyiz onları; ama kendimize karşı bu dili kullanmaktan vazgeçebiliriz.
Bu sözcükleri ait oldukları yere doğru yönlendirmemizin vakti geldi, yani gerçek teröristlere, şiddet ve ekstremizm uygulayanlara, yani hayvanları sömürme endüstrilerinin kendisine. Birbirimizin kullandığı metodlar konusunda fikir ayrılıkları olsa bile buna şiddet demeyelim. Dile dikkat edelim. İllegal diyelim. Suç diyelim. İyi ya da kötü bir taktik diyelim.
Elbette samimi düşüncelerinizi açıklayın ama eleştirinizi şiddetin her gün laboratuarlarda, şempanze ve babunlara, maymunlara yapılan, diğer milyonlarca memeliye, meseşa tavşan, fare, sıçan, domuz gibi memelilere ve milyonlarca sürüngene yapılan şey olduğunu söyleyerek bitirin, bu deneylerin gereksiz, mânasız ve kötü, işe yaramaz bir bilim olduğunu söyleyerek bitirin.
Gerçek şiddet; milyonlarca koyunun, ineğin, tavuğun, domuzun, keçinin ,sülün kuşunun, balığın ve bıldırcının merhametten uzak, dehşete düşüren koşullar altında istismar edilip esir edilmesidir.
Ama hepsinin tadı güzel. Ve endüstrinin çıkar marjları temel ve basit bir merhamet duygusundan daha önemli. İşte bu ekstremizmdir.
Gerçek terör ve şiddet tilki, mink, çinçilla, yaban çakalı, rakun, türü tehlike altında olan ayı ve evcil kedi ve köpeklerin kürkleri için yaşamak zorunda bırakıldıkları şeydir. Lüks ve kibir duygusu için.
Ekstrem olan şey; gezegenimizin en nefes kesici, entelektüel ve sosyal anlamda en gelişmiş yaratıklarını, filleri, balinaları ve yunusları sirklerde ve su parklarında esir etmek ve bizi eğlendirmelerinden zevk alıyoruz diye onları bizler için performanslar ortaya koymaya zorlamamızdır.
Ekstremizm sırf izlemeyi, seyretmeyi seviyoruz diye bir hayvanın sahip olduğu her doğal içgüdüyü yok eden hayvanat bahçelerinde ortaya koyuyor kendini.
Bu sözcükleri bize yani hayvan sömürüsüne son vermeye kararlı olanlar karşı kullanabilirler. Ama bu düşünceler” güçlü olan haklıdır “ şeklindeki kuşaktan kuşağa aktarılıp modern hayvan endüstri kompleksi tarafından mükemmel bir düzeye ulaştırılmış bir ana fikirin tam da içinden ortaya çıkıyor. Hayvan sömürüsünün çapı ve derinliği öylesine derin ve kültürel tarihlerimize ve geleneklerimize öylesine derinlere kök salmış ki bazen sonu gelmeyeceğinden emin oluyor insan. Bunu ortadan kaldırmak için beraber mücadele etmemiz gerekecek.
Bu sözcükleri aynı ahlâki mücadelede hayvanları savunan insanlara ya da hayvan hakları eylemcilerine karşı kullandığımızda, ilerlemeye sekte vurmuş oluyoruz. Ahlâken haklı olan biziz. Biz hakikati biliyoruz. Hayvan endüstrisi kompleksindeki herkes bunu çok iyi biliyor; bu yüzden sakladıkları şeyi saklıyorlar, bu kelimeleri kullanarak bizi marjinalize ediyorlar ve hareketi yıpratıyorlar. Hayvan hakları için mücadele eden herkes adına bu dili kullanmayı reddetmemizin zamanı geldi, bırakın hayvanları kullanan ve sömüren gerçek teröristler yarattıkları şiddet ve teröre her anlamıyla sahip çıksın.
Çeviri: CemC
http://hayvanozgurluguhareketi.wordpress.com/2011/04/23/hayvan-ekstremizmi-mi-evet-evet-aynen-oyle/
No comments yet.
-
Archives
- August 2011 (1)
- June 2011 (9)
- May 2011 (23)
- April 2011 (3)
- March 2011 (27)
- February 2011 (24)
- January 2011 (39)
- December 2010 (12)
- October 2010 (10)
- September 2010 (10)
- August 2010 (21)
- July 2010 (12)
-
Categories
- anti-endustriyalizm
- anti-kapitalizm
- anti-otoriter / anarşizan
- antinükleer
- antropoloji, arkeoloji
- bu topraklar
- e-kitap
- eko-savunma
- ekokoy – permakultur
- ekoloji
- ekolojist akımlar
- ekotopya heterotopya utopyalar
- ezilenler
- gorsel
- iklim
- isyan
- kadın ve doğa / ekofeminizm
- kent yasami
- kir yasami
- komünler, kolektifler
- kooperatifler vb modeller
- ozyonetim
- savaş karşıtlığı
- sistem karsitligi
- somuru / tahakkum
- Su
- sınırlara hayır
- tarim gida GDO
- türcülük, doğa / hayvan özgürlüğü
- totoliterlik / otoriterlik
- tuketim karsitligi
- Uncategorized
- yerel yönetimler
- yerli – yerel halklar
- yeşil kapitalizm
-
RSS
Entries RSS
Comments RSS
Leave a Reply